2 Mayıs 2008 Cuma

KUŞLAR

KUŞLAR
Kuşlar ön üyeleri değişerek kanat şeklini aldığından uçabilmektedirler. Bu nedenle (Latince, Aves=kuş) Aves adı verilmiştir. Bunlar sıcakkanlı (sabit sıcaklıklı) omurgalıların ilk sınıfını oluştururlar. Vücut sıcaklıkları az çok sabit olup, 39-400C arasında değişiklik gösterir. Vücutları tüylerle kaplıdır. Bu yapılar vücut sıcaklığının kaybolmasını önler ve uçmada görev yapar. Uçma özellikleri nedeniyle diğer hayvanların yaşayamadıkları bölgelere bile kolaylıkla uyum sağlarlar. Kuşlar gerek göze çarpan renkleri, kulağa hoş gelen sesleri ve gerekse çoğunlukla gündüz aktif olmaları nedeniyle, hayvanlar aleminde en çok tanınan bir grubu oluştururlar. Bunlar bir çok özellik bakımından Mezozoikte yaşamış olan Pterosauria (uçan sürüngenler) takımı üyelerine çok benzerlik gösterirler. Yalnız kemikleri ince olduğundan ve yeter derecede fosilleşme gösteremediklerinden bu grubun kökeni konusunda henüz kesin bir fikir ileri sürmek olanaksızdır. Bu hayvanların ilk fosilleri ancak Bavyera (Almanya)'daki Jura devrine ait kalker tabakaları arasında bulunmuştur.
KARAKTERİSTİK ÖZELLİKLERİ
Derilerinde salgı bezi yoktur. Yalnız kuyruk kökünde yağ bezleri bulunur. Deri üzerinde ekzoiskelet görevi yapan epidermis kökenli tüyler ve bacaklar üzerinde yine epidermis kökenli pullar bulunur. Derinin epidermis tabakasındaki keratinleşmiş (Stratum korneum) kısım ve dermis tabakası oldukça incedir.
Üyeler iki çifttir (Tetrapoda). Ön üyeler uçmayı sağlamak amacıyla kanat şeklini almıştır. Arka üyeler ise yürümeye, yüzmeye, tırmanmaya ve eşinmeye uyum göstermiştir. Ayaklarında genellikle dört tane parmak bulunur.
Ağız keratin bir gaganın ucunda yer almıştır. Gaga besinin alınması yanında uçma sırasında dengeyi sağlamada da görev yapar. Beslenme biçimine bağlı olarak gaga şekilleri de oldukça değişiklik göstermektedir. Günümüzde yaşayan kuşlarda dişler yoktur.
İskelet tam anlamıyla kemikleşmiştir. Vücudun hafiflemesini sağlamak amacıyla büyük kemikler içerisinde hava boşlukları bulunmaktadır. Kafatası yalnız bir oksipital kondil ile omurgaya bağlanır. Sternum (göğüs kemiği) ucuna kasların bağlanmasını sağlamak amacıyla çok gelişmiş, kuyruktaki omur sayıları azalmıştır. Kaburgaları oldukça küçüktür.
Kalpleri 2 kulakçık ve 2 karıncık olmak üzere dört gözlüdür. Bir çift aort yayından yalnız sağ aort yayı mevcuttur. Alyuvarları oval şekilde bikonveks ve çekirdeklidir.
Solunum akciğerlerle olur. Kaburgalara bağlanmış olan akciğerlerin, iç organlar arsında ve kemikler içerisinde yer alan ince çeperli hava keseleriyle bağlantısı vardır. Trake ve bronşların bağlandığı yere yakın bir bölgede çok gelişmiş olan syrinx (ses çıkarma kutusu) bulunur.
Vücut sıcaklığı çevre koşullarına bağlı olarak değişiklik göstermez (Homoiothermus), bazı anatomik ve fizyolojik özellikleri nedeniyle sabit kalması sağlanır. Bunlarda vücut için gerekli olan sıcaklık vücut tarafından üretilir (Endoterm).
Boşaltım sistemleri metanefroz tiptedir. Boşaltım kanalları (üreter) kloaka açılır, sidik keseleri yoktur, boşaltım maddesi yarı katı haldedir.
Beyin sinirleri 12 çifttir.
Ayrı eşeylidirler. Erkeklerde bulunan bir çift testis birer sperma kanalı (vas deferens) ile kloaka açılır. Dişilerde yalnız sol yumurtalık (ovaryum) ve sol yumurta kanalı (ovidukt) gelişmiş, sağdakiler körelmiştir. Kopulasyon organı ördek ve kaz gibiler dışında bulunmaz. Yedek besin maddesi bakımından çok zengin ve segmentasyonu meroblastik olan yumurta üzeri kalker yapısındaki kalın bir kabukla örtülüdür. İç döllenme görülür. Tümü ovipardır ve yumurtanın gelişmesi için kuluçkaya yatarlar. Amnion, korion ve allantois gibi embriyonik zarlar embriyonik gelişim sırasında yumurtanın içerisinde oluşurlar. Megapodes dışındakilerin tümünde yavru bakımı görülür.
Kuşlar,
1) Vücutlarının tüylerle örtülü olması,
2) Kalplerinin dört göz içermesi,
3) Sabit vücut sıcaklığına sahip olmaları,
4) Yüksek bir metabolizmanın varlığı,
5) Uçma yeteneklerinin olması,
6) Çok gelişmiş olan ses, işitme ve görme organlarının bulunması,
7) Yavrularına özel bir bakım göstermeleri,
nedeniyle, sistematik sırada kendilerinden daha önce gelen tüm hayvanlardan daha gelişmiş bir yapı gösterirler. Bütün bu özellikleri nedeniyle evrim açısından kuşlar, sürüngenlerden daha ileride bulunmaktadırlar. (www.geocities.com)
Kuş tüyü, birbirinin içine girmiş küçük parçalardan oluşan karmaşık bir yapıya sahiptir. Tüylerin sağlıklı olması, kuşun bunları gagasıyla düzenli olarak taramasına bağlıdır.
Canlılar dünyasında sadece kuşların tüyü vardır. En dıştaki tüyler uçmaya yarar ve gövdenin ıslanmasına engel olur. Daha içtekiler ise vücudu sıcak tutar.
Kuşların uçarken gösterdikleri çeviklik ve hız, kanat biçimlerine göre değişir. Hızlı uçuşlar için uzun ve sivri kanatlar gerekirken havada uzun süre kalabilmek için geniş olanlar yararlıdır. Kuşlar çiftleşmeden önce birbirlerine kur yaparlar. Leyleklerin gagalarını takırdatmaları buna güzel bir örnektir.
Yeni doğan yavrular genellikle çıplak ve tüysüzdür. Tüyler çıkıp da uçma öğrenilene kadar ana ve babalar yavruları yuvada besler.
Bazı kuşların yuvaları karmaşık bir yapı özelliği gösterirken, kimi kuşlar hiç yuva yapmaz. Bazı su kuşları yumurtalarını kumsallardaki çakılların üzerine bırakır. Dişi, tüm yumurtalarını yumurtlayınca, üzerlerine oturarak kuluçkaya yatar; böylece yumurtaları sıcak kalır ve civcivleri gelişebilir.

Hiç yorum yok: